Dünya Dışı Yaşam ve Drake Denklemi
Uzun bir süredir insanlığın kafasını kurcalayan bir soru var. Filmlere ve dizilere de konu olmuş bu soru şu;
Dünya dışı yaşam var mı?
Bu soruya bilim dünyasının ortak ve kesin bir cevabı henüz yok, her ne kadar yaşamın temel kaynağı olan su bileşenleri uzayda bulunmuş olsa da, dünya dışında yaşamın varlığına dair doğrudan ve kesin bir kanıt bulunmamıştır.
Ancak yine de bilim insanlarının büyük kısmı şu noktada hemfikir; evrende, dünya dışı yaşamın var olma ihtimali çok yüksek. Hatta bunu oldukça popüler bir sözle anlatmak gerekirse:
To say there is no life elsewhere in the universe because we haven’t found it yet is like taking a cup of water from the ocean and saying there are no whales in the sea.
Bu sözün özeti Türkçede şöyle geçer:
Evrenin başka yerlerinde yaşam yok demek, okyanustan bir bardak su alıp içinde balık yok demeye benzer.
Drake Denklemi Nedir?
Gelelim asıl konumuz olan Drake denklemine. Drake denklemi Dünya dışı yaşamın olasılığını açıklama ve matematiksel olarak ifade etme konusundan oldukça değerli bir formüldür.
Fakat elbette bu denklem kesin sonuç vermez, bilimsel parametrelerle, Samanyolu Galaksisi içerisinde ne kadar gelişmiş uygarlık olabileceğinin olasılığını hesaplamamıza yardımcı olur.
Frank Drake Kimdir?
Frank Drake, 1930 (Chicago, Illinois, Amerika Birleşik Devletleri) doğumlu Amerikalı astrofizikçidir. SETI (Search for Extra-Terrestrial Intelligence) yani Dünya Dışı Zeka Arayışı anlamına gelen projenin öncülerindendir.
Drake Denkleminin Amacı Nedir?
Amaç ise uzayda iletişim kurabileceğimiz medeniyetlerin sayısını daha tutarlı ve sistematik bir şekilde değerlendirmekti.
Drake Denkleminin Faktörleri
Denklem esasında şu şekilde:
Drake Denkleminin Değişkenlerinin Anlamı Nedir?
Bu değişkenlerin anlamı şöyledir:
- R* = Samanyolu’nda yılda oluşan yıldız sayısı
- fₚ = Bu yıldızların kaç tanesinin gezegen sistemine sahip olduğu
- nₑ = Gezegen sistemlerine sahip yıldızlarda yaşama elverişli gezegen sayısı
- fₗ = Bu yaşanabilir gezegenlerde yaşam oluşma olasılığı
- fᵢ = Oluşan yaşamın zeki yaşam formuna dönüşme olasılığı
- fᶜ = Zeki yaşamın iletişim kurabilecek teknolojiye sahip olma oranı
- L = Bu medeniyetlerin iletişim kurabilecekleri teknolojik ömürleri (yıllar olarak)
Her değişken kendi içerisinde belirsizlikler içerir. Bu sebeple genellikle bize tahmin aralığı sunar, başta söylediğim gibi kesin sonuç vermemesinin sebebi de budur.
Bazı bilim insanları bu denklemden yola çıkarak yüzlerce, bazıları ise milyarlarca uygarlık olabileceğini öne sürmüştür.
Drake Denkleminin Tarihi
Frank Drake, soyadı verilen denklemi 1961 yılında (Green Bank Gözlemevi, Batı Virginia, Amerika Birleşik Devletleri) Green Bank Konferansı için bir sunum hazırlarken ortaya koydu.
O dönemler galaksimizde, ve hatta evrende yalnız olup olmadığımız sorusu bilim dünyası açısından daha popülerdi.
Aslında denklem ilk ortaya atıldığı halinde bile değil, denklemin zaman içerisinde değişikliğe uğramasının sebebi ise zamanla keşfedilen ötegezegenler (güneş sistemi dışındaki gezegenler).
Özellikle 1990'ların sonlarından itibaren binlerce ötegezegen keşfedildi. Bu keşifler sonucunda ise değişkenlerden fₚ ve nₑ değişkenleri sanıldığından daha yüksek değerlere sahip olabiliyormuş.
Dünya Dışı Yaşam Var mı?
En başta söylediğim gibi bugüne kadar Dünya dışı yaşamın varlığına dair, doğrudan kanıt elde edemedik, en azından bugüne kadar. Ancak bilim insanlarının büyük bir kısmı evrenin büyüklüğü ve çeşitliliğini göz önünde bulundurarak, yaşamın yalnızca Dünya'ya özgü olmasının düşük bir olasılık olduğuna inanmaktadır.
Özellikle mikrobiyal yaşamın Jüpiter'in uydusu Europa veya Satürn'ün uydusu Enceladus gibi yerlerde var olabileceği düşünülmektedir. Bu konunun detayları ise başka bir yazının konusu.
Mikrobiyal yaşam dışında zeki yaşam konusu ise çok daha karmaşık.
Siz Ne Düşünüyorsunuz?
Evren, milyarlarca galaksi ve trilyonlarca yıldız barındırıyor. Samanyolu Galaksisi bile yüz milyarlarca yıldızdan oluşuyor.
Sizce dünya dışı zeki yaşam formları var mı? Yoksa gerçekten yalnız mıyız?
İki olasılık var: Ya evrende yalnızız ya da değiliz. Her iki olasılık da aynı derecede korkutucudur. Arthur C. Clarke